1 Mayıs olayları sonrası basında yer alan görüntüler ve haberler akla kara kadar birbirinden ayrıydı. Bir kesim, hükümete ve valiye yüklenirken bir kesim sendikalara yükleniyordu. Özellikle Zaman Gazetesi, büyük kitlelere ulaşmanın sorumluğu açısından tavrı sorgulanması gereken bir yerde.
Zaman Gazetesi, “provakasyon istihbaratı doğru çıktı” haberiyle Taksim’in 1 Mayıs gösterilerine kapatılmasını yasakçı bir tavır olarak değil, olmas› gereken doğru bir güvenlik tedbiri olarak sunuyor, Erdoğan’ın “Taksim miting alanı değildir” sözlerini büyük büyük puntolarla yazıyor, valiyi ve hükümeti aklamak için elinden gelen çabayı gösteriyordu.
Seçilen fotoğraflar ise coplanan, üzerine su sıkılan insanlardan ziyade eline bir taş parçasi alıp polise saldıran insanların “bunlar işçi değil anaşik, işleri güçleri provakasyon” demeye getirenleriydi. “Taksim’e çıkılmadı, uzlaşma sağlandı, sağduyu kazandı” diyerek sendikaların geri adım atmasını ve hükümetin yasakçı tavrına boyun eğmesini “sağduyu” olarak gösteriyordu.
1 mayıs’ın bir kaç gün sonrası, diğer gazetelerin öfkesi hala dinmemişken Zaman, hemen konuyu tekrar Ergenekon’a döndürüp eski karizmasını tekrar kazanma peşindeydi.
Kıyıda köşede ise son kozlardan biri olarak Ahmet Necdet Sezer’in ceberrut bir fotoğrafını seçip, “Sezer, Süleyman Çelebi’yi tebrik etti” haberiyle meseleyi başka bir yerden yakalamaya çalıştı. Hatta bununla da kalmayıp Şişli’deki Ermeni vatandaşların sendikacıları tebriğe gittiğini ve bunun sendikacaları oldukça mutlu ettiğini bile atlamadı Zaman. Okuyucu kitlesine, sendikacıları “antipatik” gösterecek her yolu denedi. Israrcı Disk, halkın huzurunu kaçırmış, Taksim’de maddi zarar milyonlarca liraya malolmuştu.
Yazarlar ise sus pustu. Biraz sesi ç›kan, burdaki sosyalistleri naylon ilan ediyor, sendikaları aşiretağası olmakla suçluyordu.
Zaman Gazatesi okuyucu yorumlar› durumu daha açık yansıtıyor. “1 mayıs da bayram mıymış, %5’in kutladığı şeye bayram denmez”, “polis az bile yapmış, bunlar bu dilden anlar”, “bunlar nankör” gibi şiddeti öven, oldukça faşizan yorumlar ardı ardına sıralandı.
1 Mayıs haberlerinin hemen yanında ise Enflasyondaki artış ve pirinç fiyatlarının yükselmesi kırmızı alarm gibi yanıp sönerken, okuyucular “düzelir, bunlar da geçer” diye birbirlerini rahatlatıyordu. Dünyan›n hangi ülkesinde iktidara zamlar için hesap sorulması bir yana, kraldan çok kralcı bir tavırla yarabbi şükür denilir acaba?
Zaman Gazetesi, hükümetin yay›n organı vazifesini yaparak, propagandasını hükümete göre kurguluyor. Başörtüsü ve laiklik konusunda gösterdiği “en büyük demokrat” biziz tavrını, 1 Mayıs’ta yaptığı yanlı haberlerle yerlerde süründürdü.
Tuzla tersaneleri ile ilgili haberlerde de tarafını, işverenden yana çizerek onları aklama yoluna gitmişti.
14 yaşında bir kıza cinsel tacizden tutuklanan Hüseyin Üzmez haberleri de aynı şekilde Zaman’ın akıl ve editör süzgecinden geçemedi. Bu haber hakkında sessiz kalmalarının nedenini “Türk aile birliğinin korunmas›” gibi oldukça ahlakçı bir nedene
bağladılar.
Zaman Gazetesi, muhafazakar tavrı gereği aile değerlerini, ailenin kutsallığını, kolun kırılıp yenin içinde kalacağı sistemi savunuyor. Katı ahlakçı tavrın bastırılmışlığı sonucu alttan 14 yaşında kıza cinsel taciz gibi kötü kokular çıkmaya başlayınca ise üzerini örtmekten başka bir yol bilmiyor.
Darbeyi, statükocuları eleştirir gibi gözüküp, aslında oldukça kendine demokrat bir noktada duruyor. Yasakçı anlayış, muhafaza edilmesi gereken bir durum. Sadece yasakların içeriğinin değişmesi gerekiyor. Türbanla kamusal alana girilmeli ama
1 Mayıs’ta Taksim’e girilemez. Giren, kaşınmıştır çünkü devletin kanununa, nizamına meydan okumuştur. Oysa, üniversiteye türbanla girmenin devletin kanuna meydan okuması karşısında onlardan ala demokrat yoktu.
Derin devlet, muhafaza edilmesi gereken bir durum. Ergenekoncu olmamalı sadece.
Polis şiddeti muhafaza edilmeli, doğru adama şiddet uygulaması şartıyla. Başörtülü kızın değil, yaşasın 1 may›s diyen kaltağın yüzünde patlamalı cop, tekme, neyse artık.
İşçisi de patronu da Zaman Gazetesi okumalı. İşçi ve patronu bir yapanın aynı camide alınlarının secdeye değmesi olduğu anlatılmalı. Sonra biri Tuzla'da ölüm tehlikesiyle burun buruna çalışmalı, diğeri 5 yıldızlı otellerde Hac gezmesi yapmalı.. Sendika dediğin Türk-iş, sivil toplum kuruluflu dediğn Genç Siviller gibi olmalı.
anlaşılan o ki, Zaman Gazetesi, karışık bir zaman dilimi kullanıyor. Ama geçmiste oldugu kesin. AKP'nin cafcaflı dönemlerinde holigan dansı yaptigi zamani, 12 eylül rejiminin fasist saat, gün, aylarina eklemlemis, dünya borsalarının saatlerinin yanına koymuş ve bu zaman anlayışını cola turka gazozumuzun içine atarak yutturmaya çalisiyor.
6 yorum:
Zaman Gazetesi özgürlükçü değildir,Milliyetçi ve siyasi açıdan devletçidir. İktisadi devletçiliği reddetselerde siyasi açıdan 12 Eylül anlayışındadırlar. 12 Eylül rejimine karşı borçlu olduklarının farkındalar.
Milliyetçi çevrelerle işbirliğine giderler. Türk Ocakları Başkanı Yusuf Halaçoğlu'na, Hrant Dink katliamıyla şaibeli olan BBP örgütüne sahip çıkarlar. Yücel Aşkın Ermeniymiş, Emin Alıcı Hıristiyanmış diye haber yapanlar, Hrant Dink'in öldürülmesinde "gözyaşı" dökmüşlerdir. Üstelik suçu mukaddesatçı milliyetçiler işlemiş olmasına rağmen,laik ulusalcılara yıkmaya çalışmışlardır.
selam,
Yazdıklarınıza aynen katılıyorum. Hatta blogunuzda
da belirttiğiniz gibi Hüseyin Üzmez olayıyla ilgili sergiledikleri duruşueğer bilgisayarında porno arşivi bulunsaydı İlhan Selçuk'a göstermeyeceklerdi, ne ahlaksal çöküntü kalacaktı ne dinsizlik imansızlık:)
Garip olan, Zaman gazetesi ve gece gündüz propagandasını yaptığı "muhafazakar sağcı dinci müslüman demokrat" tavrının "özgürlükçü"olarak prim yapması.
Oli Reh sanırım, şöyle demiş "Türkiye'de katı laiklerle müslüman demokratların savaşı var".
AKP ve onun yayın organı Zaman gazetesinde
müslümanlık tamam da, demokratlık göremedik henüz.
Bir şeyler yanlış gidiyor. Demokrasi ve liberalizm AKP'ye ve Zaman cemaatine kaldıysa durum vahim. Dışarıdan bakınca öyle görünüyor olmalı.(Rehn için söyledim)Aslında haklılar, AKP'nin muhalifi Sosyalist Enternasyonelden faşist olduğu için atılabilecek bir parti CHP var. Bizim yaşımız tutmadı, Erdal İnönününün SHP'si bugünkülerden daha demokrat ve ileriymiş öyle diyorlar.
“provakasyon istihbaratı doğru çıktı”
Şimdiki Zaman
“Taksim’e çıkılmadı, uzlaşma sağlandı, sağduyu kazandı”
-miş'li Geçmiş Zaman
“Sezer, Süleyman Çelebi’yi tebrik etti,Şişli’deki Ermeni vatandaşların sendikacıları tebriğe gittiğini ve bunun sendikacaları oldukça mutlu etti“
Geniş Zaman
“Zaman Gazetesi, hükümetin yayın organı vazifesini yaparak, propagandasını hükümete göre kurguluyor. Başörtüsü ve laiklik konusunda gösterdiği “en büyük demokrat” biziz tavrını, 1 Mayıs’ta yaptığı yanlı haberlerle yerlerde süründürdü“.
Belirli Geçmiş Zaman
“Darbeyi, statükocuları eleştirir gibi gözüküp, aslında oldukça kendine demokrat bir noktada duruyor. Yasakçı anlayış, muhafaza edilmesi gereken bir durum. Sadece yasakların içeriğinin değişmesi gerekiyor. Türbanla kamusal alana girilmeli ama 1 Mayıs’ta Taksim’e girilemez.“
Belirsiz Geçmiş Zaman
“Zaman Gazatesi okuyucu yorumları“...
korkarım ki bu da gelecek zaman.
selam şebnem, çok güzel bir yazı olmuş. tebrikler. bende dedim örnekler üstünden biraz dil bilgisi çalışıyım bari. :)
Coplanan kişi, turist değil Beşiktaş taraftarı
1 Mayıs gösterileri, Türkiye'nin gündemini bir hafta boyunca meşgul etti. Bazı televizyon kanalları göstericilere engel olmak isteyen polisin İstiklal Caddesi'ndeki turistleri copladığını iddia etti.
Görüntülerle de iddialar desteklendi. Bu görüntülerden en çok tartışılanlardan biri de yürümekte olan iki bayanın arasına giren bir erkeğin uğradığı şiddetti. Televizyonların verdiği haberi kısa süre sonra gazeteler ve internet siteleri de 'Polis turistleri bile copladı' şeklinde sundu. Gazetemizi arayan Beşiktaş taraftarları, haberin yanlış olduğunu, coplanan kişinin turist değil Beşiktaş Çarşı Grubu'ndan bir taraftar olduğunu belirtti. 'Otoban Ahmet' lakabını taşıyan Ahmet Özdemir'in Taksim'deki gösterilere katıldığını dile getiren Beşiktaşlı taraftarlar, olayın çarpıtıldığını söyledi. İstanbul, Zaman
6 mayıs tarihli haber. 2 "bayan"ın yanında yürüyen erkek kişisi turist değilmiş beşiktaş taraftarıymış. dayak yemeyi hakediyor demek ki. hak hukuk meselesi bu dayak. bu haberin öğrenilme şekli de ilginç duyarlı vatandaşlar arıyor gazeteyi. o bizim çarşı grubundan diyorlar. toplumsal hassasiyetimiz yüksektir bizim.
merhaba snowqueen ve arkadaşlar;
Alev Alatlı'yı tanırsınız, yaklaşık beş yıldır Zaman Gazetesi'nde yazıyordu. Zaman'da yazmasının nedeni diğer gazetelerin Alev Alatlı'yı kaldıramamasından kaynaklanıyordu. Her gazete Alev Alatlı'dan uzak durmaya çalışıyordu çünkü her an gazeteyi hükümete ya da başka mevkilere karşı cepheleştirecek özellikleri var Alev Hanımın. Her neyse beş yıl boyunca Zaman Gazetesi'nde tek yazısına sansür uygulanmadı. Bir gün Türban'la ilgili bir yazı yazdı Alatlı ve bu yazı sayfa editörü tarafından sansürlendi ve yayınlanmadı. Şimdi bu olayda iki nokta var birincisi diğer gazetelerin yapmadığını yapabilen bir Zaman Gazetesi ikincisi ise işine gelmeyeni gazeteye koymayan bir Zaman Gazetesi. Demek istediğim çok açık, her gazetenin kendine has tutumları ve anti-demokratik uygulamaları ve dayatmaları mevcut. Hürriyet'in yalan haberlerini okuduğumda donup kaldım. Medya'da dezenformasyonun had safhada olduğu bu dönemlerde de bu gibi olaylarla karşılaşmak artık olağan. Ha ne var? Zaman Gazetesi'nin sahibi var. Ona karşı olan bir çok insanın gazetesini iyi yönde eleştirebilmesi zaten çok zor. Ama diğer gazetelere baktığımda da gördüğüm resim pek farklı değil. (gerçi yine de dini motifli yazılar okumak daha itici)
Bir de özellikle 1 mayısla ilgili AKP'nin tutumunu bir irdelememiz lazım. Neden bu kadar halka oynayan bir parti böyle bir halk düşmanı resmi çizsin, başka durumlar işin içinde olmalı. Ben anlayamadım bu işi. Açıklayanabileni de daha duymadım.
Sevgilerimle, hepinize merhaba
Yorum Gönder